HZ EBU BEKİR'İN HAYATI HARİTA VE FOTOĞRAFLARLA

Peygamberimizden 2-3 yaş küçüktür.Fil olayından iki yıl birkaç ay sonra dünyaya gelmiştir.( Peygamberimiz fil olayından 50 gün sonra dünyaya gelmiştir). Müslüman olduğunda 37 yaşındaydı.




Aişe şöyle dedi:
Ebû Bekr (Mekke'de) evinin önünü (taşla çevirip) bir mescid edinmişti. Orada açıktan namaz kılardı, Kur'ân okurdu. Müşriklerin kadınları ve oğulları birbirlerini ite kaka kalabalıkla onun yanına toplanıp, onu hayretle seyrederlerdi. Bu sırada Peygamber (S) de Mekke'de idi (Henüz Medine'ye hicret etmemişti). Buhari, Zulümler: 22


Peygamber efendimizin vefat ettiği gün halife seçildi. Hilafeti 2 sene 3 ay 10 gün sürdü. 63 yaşında iken hicretin 13 (m. 634) yılında Cemaziyel-ahir ayının yedisinde Pazartesi günü hastalandı, 15 gün hasta olarak yattıktan sonra vefat etti. Cenaze namazını Hazret-i Ömer kıldırdı. Peygamber efendimizin kabrinin bulunduğu Hücre-i Seadete gece  defnedildi.(Buhari,cenazeler:94) Babası Ebu Kuhafe Mekke’nin fethinden sonra Hz. Ebubekirin delaletiyle Müslüman olmuştur ve 92 yaşında Ebu Bekirden sonra vefat etmiştir.

Peygamber efendimizin; son hastalıklarında üç gün imamlık görevinde bulunup, on yedi vakit namaz kıldırmış, üç vaktinde de Peygamberimiz, Hazret-i Ebu Bekir'e uyarak arkasında namaz kılmışlardır. 

Ensâr, Benû Sâide sakifesinde toplanarak Hazrec'in reisi olan Sa'd b Uhâde'yi Rasûlullah'tan sonra halife tayini için bir araya gelmislerdir.













Ebû Bekir, Hz. Ömer, Ebû Ubeyde ve Muhacirlerden bir grup hemen Benû Saîde'ye gittiler. Orada Ensâr ile konusulduktan ve hilâfet hakkinda çesitli müzakereler yapildiktan sonra Hz. Ebû Bekir, Ömer ile Ebû Ubeyde'nin ortasinda durdu ve her ikisinin ellerinden tutarak ikisinden birine bey'at edilmesini istedi. O, kendisini halife olarak öne sürmedi. Hz. Ebû Bekir'in konusmasindan sonra Hz. Ömer atilarak hemen Ebû Bekir'e bey'at etti ve, "Ey Ebû Bekir, müslümanlara sen Rasûlullah'in emriyle namaz kildirdin. Sen onun halifesisin ve biz sana bey'at ediyoruz. Rasûlullah'a hepimizden daha sevgili olan sana bey'at ediyoruz" dedi. Hz. Ömer'in bu âni davranisi ile orada bulunanlarin hepsi Ebû Bekir'e bey'at ettiler.

Yukarıdaki olay için bknz:
...Bunun üzerine Ebû Bekr:
— Hayır. Lâkin biz(Kureyşli)ler emirleriz, sizler vezîrler (yânî müsteşârlar)siniz. Kureyş yurtça Arablar'ın ortası_(yânî en şereflisi), haseblerce (yânî huylar ve fiillerce) de en çok ve en hâlis Arab olan­larıdır. Bu sebeble Umer'e yâhud Ebû Ubeyde'ye bey'at ediniz, de­di.
Umer:
— Hayır, biz sana bey'at ediyoruz. Çünkü sen bizim seyyidimiz, hayırlımız ve Rasûlullah'a en sevgili olammızsın, dedi.
Akabinde Umer, Ebû Bekr'in elini tutup ona bey'at etti, ardın­dan insanlar da ona bey'at ettiler. Bu sırada Ensâr'dan biri...Buhari,sahabelerin faziletleri:5




Hz. Ebû Bekir, Ridde harplerinde, vahiy kâtiplerinin ve kurrâ'nin bir çogunun sehid olmasi üzerine, Hz. Ömer'in Kur'ân'in toplanmasi fikrine önce sicak bakmamissa da sonra ona hak vererek, Kur'ân âyetlerinin toplanmasini saglamistir. Rasûlullah zamaninda peyderpey inen vahiy, kâtiplerce ceylan derilerine, beyaz taslara, enli hurma dallarina yazildigi gibi, ashâbin çogu da Kur'ân hâfizi idi. Ancak, yazili olan âyetler daginikti, kurrâ da azalinca Kur'ân'in muhafazasi hususunda endise edildi. Ebû Bekir, Zeyd b. Sâbit'in baskanliginda bir heyet teskil ederek, herkesin elindeki âyetleri getirmesini emretti. Ayrica sâhitlerle âyetler dogrulaniyor, kurrâ' ile te'kid ediliyordu. Böylece bütün âyetler toplandi ve "Mushaf" meydana getirildi. Bu Mushaf Ebû Bekir'den Ömer'e, ondan da kizi Hafsa'ya geçti ve Hz. Osman zamaninda çogaltilarak Dârü'l-islam'in bütün vilâyetlerine dagitildi.
 Yönetiminde mâlî islerini Ebû Ubeyde, kadilik ve kazâ islerini Hz. Ömer, kâtipligini Zeyd b. Sâbit ve Hz. Ali, başkumandanligini Üsâme ve Halid b. Velid yapmistir. 


 Hz. Ebû Bekir Hicrî 13. yilda Cemâziyelâhir ayinin basinda hicretten sonra Medine'de yakalandigi hastaliginin ortaya çikmasi üzerine yataga düsünce yerine Ömer'in namaz kildirmasini istedi. Ashâbla istisâre ederek Hz. Ömer'i halifelige uygun gördügünü söyledi. Hz. Ömer'in sert ve kaba olusu gibi bazi itirazlara cevap verdi ve hilâfet ahitnamesini Hz. Osman'a yazdirdi. Ebû Bekir (r.a.) de, çok sevdigi Rasûlullah gibi altmis üç yasinda vefât etti. Vasiyeti geregi Rasûlullah'in yanina -omuz hizasinda olarak- defnedildi. Böylece bu iki büyük insanin, iki büyük dostun, kabirlerinde de birliktelikleri devam etti.
 Bütün malini mülkünü Islâm için harcamis, vefât ederken vasiyetinde, halifeligi müddetince aldigi maaslarin, topraklarinin satilarak iâde edilmesini istemis ve geride bir deve, bir köleden baska birsey birakmamistir.

EŞ VE ÇOCUKLARI:
4 eşi olduğu kaynaklarda geçmektedir.
Ümmi Ruman :En bilinen ve meşhurudur.Aişenin annnesidir.Ümm-i Ruman, Yemen'de, Abdullah bin el-Haris-i Ezdî ile nikahlandı. Peygamberimizin davetinden önce, Yemen'in Serat şehrinden Mekke'ye göç ettiler. Tufeyl adında oğlu, bundan oldu. Kocasının vefat etmesi üzerine, Hz. Ebu Bekir ile evlendi.
Bu evlilikten Hz. Aişe-i Sıddıka ve Abdurrahman adında iki çocuğu oldu. İslâm dini tebliğ edilmeye başlayınca, kocası Hz. Ebu Bekir ile beraber müslüman oldu. Abdurrahman, savaşlarda müşrik saflarına girmiştir.Bedir savaşında oğlu Abdurrahman'a karşı savaşmıştır.Kızı Aişe (r.a) Peygamberimiz (s a v) evlenmiştir.

Kuteyle bintu'l-Hâris:Esma'nın annesidir.Müslüman olmadığı için Hz. Ebubekir'den boşanmıştır.
Annem Kuteyle bintu'l-Hâris müşrike olduğu hâlde Kureyş'in Rasûlullah ile mu­ahede yaptıkları zaman, bu müddetleri içinde babası Haris ile beraber Medine'ye benim yanıma (bâzı hediyelerle) geldi. Esma, Rasûlullah'tan fetva istedi de:
— Yâ Rasûlallah! Annem beni arzu ederek bana geldi. Ben onun­la ilgileneyim mi? dedi.
Rasûlullah (S):
— "Evet, annene ilgi ve iltifat eyle" buyurdu.Buhari,cizye:18

Esma binti Umeys:
Esma  ilk evliliğini Caferi tayyarla yapmış,o şehit olunca Ebubekir ile , o da vefat edince Ali ile evlenmiştir.




Ümmü Bekr: Ebû Bekr (R), Kelb oğul­ları kabilesinden bir kadınla evlendi ki, o kadına Ümmü Bekr denilirdi. Ebû Bekr, Medîne'ye hicret ettiği zaman bu kadını boşadı da, sonra o kadını, kadının amca oğlu (Ebû Bekr Şeddâd ibni'l-Esved ibn Abdi'ş-Şems ibn Mâlik ibn Ceûne) zevceliğe aldı. İşte o, (Bedir'-de öldürülüp de Peygamber'in kuyuya attığı) Kureyş kâfirlerine mer­siye söyleyen şâirdir .Buhari, ensarın menkıbeleri:40






FAZİLETLERİ

               Bilali Habeşi’nin azat edilmesi için para verince, Leyl suresinde övüldü: (Temizlenmek için malını hayra verip, [günahtan] çok sakınan ateşten uzaktır. O, iyiliği bir menfaat için değil, Rabbinin rızasını kazanmak için yaptı. Kendisi de, (cennete girip) hoşnut olacaktır.) [Leyl 17-21] 
             Al-i İmran suresinin (İşlerinde onlara danış) mealindeki 159. ayeti, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer ile müşavere etmek için geldi.
             Bir hadis-i şerifte de, (Cebrail bana dedi ki: Allahü teâlâ Ebu Bekir ile istişareyi sana emrediyor) buyuruldu.
               Tevbe suresinin 41. ayetinde, (Mağaradaki iki kişinin ikincisi) buyurularak, Hz. Ebu Bekir övüldü
         . Bekara suresinin, (Gece-gündüz, gizli-açık, mallarını hayra sarf edenlerin mükafatlarını Rableri verecektir. Onlara korku ve üzüntü yoktur) mealindeki 274. ayeti, Ebu Bekir için inmiştir. Çünkü, o, geceleri on bin altını gizli, on bin altını da, göz önünde olarak ve gündüzleri de böyle onar bin altını sadaka vermiştir.
          Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ebu Bekir ile Ömer’i sevmek iman, bunlara düşmanlık küfürdür.)