PEYGAMBERİN SERİYYE VE GAZALARI ( SAVAŞLARI )

Gaza ve gazve ta'bîrleri, Peygamber'in bizzat ha­zır bulunduğu harblere veya harb için yola çıkılmış olanlara  denilir.
Seriyye,Peygamber'in bizzat içinde bulunmadığı askeri müfrezelere denilir. Seriyye, hareketleri ekseriyâ gece cereyan eden çete ve akıncı müfrezesi demektir. Seriyyenin asker sayısı üç ile dörtyüz arasında olur, bunlar çok kere keşif hizmetlerinde kullanırlar.

Medine'de müdâfaa harbine izin verilince Peygamber önceleri bizzat harbe katılma­yıp üç seriyye, üç akıncı müfrezesi hazırlamış, bunları bâzı emniyet ve keşif hiz­metlerine göndermiştir.

İlk seriyyeler üç tanedir:

a. Hamza ibn Abdilmuttalib seriyyesi, otuz kişilik olup, hicretin yedinci ayına tesadüf eden ramazân başında, Şam'dan gelmekte olan ve üçyüz kişinin koruduğu Kureyş kervanı üzerine gönderilmiş, çarpışma yapılmadan dönmüş­tür.

b. Ubeyde ibn Haris ibn Abdilmuttalib seriyyesi, altmış kişilik olup, Ebû Sufyân'm maiyyetinde Mısır'a gitmekte ve ikiyüz kişiyle korunmakta olan ker­van üzerine şevval başında gönderilmiş, Rebîg vadisinde karşılaşılmış, fakat çar­pışma olmamıştır.

c. Sa'd ibn Ebî Vakkaas seriyyesi, zu'1-ka'de başında yirmi süvarilik müf­reze yollanmış, bunlar geceleri gidip gündüzleri gizlenerek beş günlük yolculuk­la Cuhfe yanında Hezâz suyuna kadar varmışlar, kervanın geçtiğini öğrenince daha ileriye gitmeye izin verilmediği için geri dönmüşlerdir. Bu seriyyelerin üçünde de harb ve kıtal olmamıştır.


İslâm tarihçilerine göre Hz. Peygamber’in emir ve kumandasında yirmi yedi gazve gerçekleşmiştir.
Bunlar Ebvâ, Buvât, Zü’l-Uşeyre ,Bedru’l-ûlâ-Sefevân, , Bedir, Benî Kaynukâ', Sevîk, Karkaratülküdr, Gatafân, Benî Süleym, Uhud, Hamrâülesed, Benî Nadîr, Bedru’l-Mev’id, Zâtü’r-Rikâ’, Dûmetülcendel, Müreysî’ (Beni’l-Mustalik), Hendek, Benî Kurayza, Benî Lihyân, Gâbe, Hudeybiye, Hayber, Mekke’nin Fethi, Huneyn, Taif ve Tebük’tür. Bu gazvelerden sadece dokuzunda çarpışma meydana gelmiştir. Çarpışma olanları genellikle savaş başlığı altında değerlendirilirken, çarpışma olmayanlar da seferin özel adıyla veya gazve, sefer gibi isimlerle ifade edilir.

Seriyyelerin sayısı hakkında otuz beş ilâ altmış altı arasında çeşitli rakamlar verilmektedir.









      *Ebvâ gazvesi: Rasûlullah'm bizzat katıldığı ilk gazve olduğunu, buna Veddân gazası da denildiğini Vâkıdî bildirmiştir. Rasûlullah bu gazveye hicretin onikinci ayı olan saferin evvelinde çıkmış, Medine'de Sa'd ibn Ubâde'yi kaymakam bı­rakmış, beyaz bayrağı Hamza'ya vermiştir. Bu gazveye yalnız Muhacirler işti­rak ettirilmiş, Kureyş'e karşı bir mukaabele maksadıyle ve aynı zamanda Damre ibn Bekr oğulları'nı itaat altına almak için çıkılmıştı. Düşmana tesadüf edilme­diğinden çarpışma olmamış, yalnız Damre oğulları'yle bir muahede yapılıp dö­nülmüştür. Ebvâ, Mekke ile Medine arasında, Medine'ye daha yakın bir yerdir. Peygamber'in annesi Âmine orada gömülmüştür. Peygamber orada birkaç gün kalmıştır.

     *Buvât gazvesi :Buvât Medine'ye üç, dört berid (yânî 36 veya 48 mil) uzaklıkta bir arazî­dir. Rasûlullah Şam'dan gelen Kureyş kervanına i'tirâz ve mukaabele maksa­dıyle hicretin onüçüncü ayına tesadüf eden rebîu'l-evvelde ikiyüz kişilik bir süvârî müfrezesiyle hareket etmiş, düşmanla karşılaşılmadan Medine'ye dönmüştür.

      *Zü’l-Uşeyre gazvesi:  Uşeyre veya Useyre, Yenbû' vadisinde bir yerdir. Peygamber Buvât'tan sonra buraya sefer etmiştir. Bu sefer de Şam'a gitmekte olan Kureyş kervanına karşı idi. Peygamber bu sefere katılmayı serbest bırakmış, Muhacirler'den yüzelli kışı ile hareket etmiş, yanlarına aldıkları otuz deveye nöbetleşe binilmiştir. Medine'den çıkışı Zâdu'l-Meâd'da, hicretin onaltmcı ayı olan cumâda'1-âhir ol duğu bildiriliyor. Bu seferde de düşmanla karşılaşılmadı. Yalnız Yenbü' tara­fında oturan Mudlic oğullan kabilesiyle bir sulh anlaşması yapıldı. Mudlic oğul­ları, Damre oğulları'nın müttefiki olduğundan, onlara verilen emânnâmenin benzeri bunlara da verilerek Medine'ye dönüldü.



      *Cahş oğlu Abdullah seriyyesi ve Batn-ı Nahle olayı:Medine'ye baskın hazırlığı yapan Kureyş'in harekâtından haber almak üzere, Peygamber Efendimiz, Recep ayının son günlerinde, Mekke tarafına halasının oğlu Cahş oğlu Abdullah komutasında, 8 kişilik bir seriyye gönderdi. İki gün sonra açılmak üzere Abdullah'a bir de mektup vermişti. Mektupta, Mekke ile Tâif arasındaki Nahle Vâdisi'ne kadar gidilmesi, Kureyş'in faâliyetleri konusunda bilgi toplanması isteniyordu.

Nahle Vâdisinde, Kureyş'in Tâif'ten dönmekte olan bir kervanına rastladılar. Kervanın reisi Hadramî oğlu Amr'ı öldürüp ele geçirdikleri iki esir ve zaptettikleri mallarla Medine'ye döndüler. Rasûlullah (s.a.s.) bu olayı hoş karşılamadı. Çünkü kendilerine çarpışma izni verilmemişti. Üstelik bu olay, kan dökülmesi yasak sayılan "eşhür-i hurum"dan Recep ayında meydana gelmişti. Mekke müşrikleri bu olayda öldürülen Hadramî oğlu Amr'ın intikamını vesile ederek savaş hazırlıklarını hızlandırdılar. "Muhammed harâm aylara bile saygı göstermiyor, harâm aylarda kan döküyor, yağma yapıyor.." diye de yaygara kopardılar.




Bedir Savaşı (624)
        *Beni Kaynuka'nın sürülmesi: Beni Kaynuka (kuyumcu)  Yahudilerinin bir müslüman kadının eteğini açması, eteği açan yahu)dinin bir müslüman tarafından öldürülmesi ve yahudilerin de bu müslümanı  öldürmesi sonucunda 15 gün kalelerinde muhasarada kalıp teslim olmaları sonucunda sürülmeleri ile sonuçlanmıştır.Hepsi Şam’a yakın Ezriat’a göçtüler. Hazret-i Peygamber bir iş için üç günden fazla kalmamak üzere Medine’ye gelmelerine müsaade etti. Hendek ve Hayber’de Müslümanlara yardıma geldiler.
        *Sevik gazası : Kavut çuvallarından ismini almıştır.

Uhud Savaşı (625)
         *Nadiroğulları gazvesi :Kendi paylarına düşen iki öldürülmüş Müslümanın  diyetini onlardan almaya giden peygamberi öldürmeyi düşünmeleri üzerine 20 gün  kuşatıldılar.Kaleleri etrafındaki hurma ağaçları kesildi .Teslim olunca sürüldüler.
Ayet: Onların mallarından Allah’ın, savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar için siz, at ya da deve koşturmuş değilsiniz.Haşr-6.
Hadis: Ömer ibnu'l-Hattâb (R) şöyle demiştir: Benû'n-Nadîr malları, Allah'ın kendi Rasûlü'ne fey olarak tahsis ettiği şeylerdendir. Bunlar müslümânların at sürerek, deveye binerek (harb ile) elde et­tikleri ganimetlerden değildir. Bu sebeble Benû'n-Nadîr malları hu­sûsî olarak Rasûlullah'a âid olmuş îdi. Rasûlullah ailesi halkının bir senelik.nafakasını bundan harcar idi. Sonra bundan geri kalanı da Allah yolunda gaza hazırlığı olarak silâha ve atlara harcar idi.Buhari,cihad:79

        *Beni mustalık gazası(müreysi savaşı)(626): Cüveyriye'nin kabilesidir.Bu savaştan dönüşte Aişe'ye iftira atılmıştır.
Hendek Savaşı (627)
          *Kurayzaoğulları gazvesi (627):Hendek savaşında ihanet ettiler, Sa’d bin Muaz’ın hakemliği sonucu öldürüldüler.

Eleştiri için bknz:
http://www.islamvehayat.com/3619_hz-peygamber-900-yahudi-nin-oldurulmesi-emrini-vermis-miydi-.html 
         

Hudeybiye Antlaşması (628)
          
*Birinci Beni Mürre Seferi(628): Medine’ye iki günlük mesafedeki Fedek yakınlarında oturan Benî Mürre kabilesi hicretten sonra Kureyş müşrikleriyle birlikte hareket etmiş ve Hendek Gazvesi’nde müşrik ordusu içerisinde yer almıştı. Hz. Peygamber, Kureyşliler’le beraber hareket etmelerini önlemek amacıyla 7. yılın Şâban ayında (Aralık 628) Beşîr b. Sa‘d kumandasında otuz kişilik bir seriyyeyi Mürreoğulları üzerine gönderdi.
Beşîr, vadilerine çekilmiş olan Mürreoğulları’nın sürülerini ele geçirerek Medine’ye dönmek üzere yola çıktı. Durumu haber alan Mürreoğulları müslüman askerlere yetiştiler. Meydana gelen çatışmada yirmi sekiz müslüman şehid oldu. Sağ kurtulanlardan Ulbe b. Zeyd durumu Resûl-i Ekrem’e bildirdi. Ağır yaralanan ve öldü sanılan Beşîr, Fedek’te bir yahudinin yanında tedavi gördükten sonra Medine’ye geldi.
           
  *Benî Mülevvah (Kedid) seferi(629): Resûlullah Aleyhisselam, Kedid´de oturan Benî Mülevvahlar üzerine her taraftan ve birden baskın yapmasını Galib b. Abdullah el-Leysîye emir buyurdu.Benî Mülevvahlar üzerine gönderilen birliğin mevcudu 19 kişi kadardı.Hayvan ve davarlardan ganimet alınıp geri dönüldü.(Vakidi)
          
  *İkinci Beni Mürre Seferi (629):Hendek Muharebesi’nde, Müslümanları muhasara altına alan Ebû Süfyan b. Harb kumandasındaki on bin kişilik ordunun dört yüz­ü­nü Benî Mürreler teşkil etmişlerdi;ayrıca Resûl-i Ekrem Efendimizin Hicret’in 7. yılında kendilerini cezalandırmak için gön­derdiği Beşir b. Sa’d kumandası altındaki otuz kişilik mücahit birliğinin 28’ini de şehit etmişlerdi.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, bu İslam düşmanı kabileye de gereken dersi ver­mek istiyordu. Bunun için Gâlib b. Abdullah’ı iki yüz kişinin başında Benî Mürrelere gönderdi.
Mücahitler, komutanlarının emriyle sabahleyin erkenden tekbirler getirerek Benî Mürrelerin üzerine baskın yaptılar. Birçoğunu öldürdüler, kadın ve ço­cuk­larını da esir aldılar; birçok deve sığır ve davarı ise ganimet olarak ele ge­çirdiler.(İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 66.)10 deve veya karşılığ yüz davar.
Usame b. Zeyd'in Kelime-i şehadet getiren bir kişiyi öldürmesi bu seferde olmuştur.
         
  *Zâtul-Kared Gazvesi:
Bu, Hayber'den üç gün önce, orada Peygamber'in sağmal develerine baskın ve yağmacılık etmeleri üzerine yapılan gazvedir. Buhari,Megazi:39
Not: Gatafan kabilesi adamları 30 deve çalınmış ,bu develer kurtarılmış,baskın sırasında Ebû Zerr'in oğlu ve karısı da taarruza uğramış, Ebû Zerr'in oğlu öldürülmüş, kadın esîr edilmiş­tir.


Hayber’in Fethi (629): 
            *Fedek'in teslim olası:
            *Vadil Kura'nın fethi:
            *Teyma Yahudileri'nin teslim olması
Mute Savaşı (629)
Mekke’nin Fethi (630)
Huneyn savaşı (631)
Evtas Savaşı 
Tebük seferi (631) 


BEDİR SAVAŞI (624) 
KOMUTAN :   HZ.MUHAMMED  - Ebu Cehil 
ASKER SAYISI: Mekkeliler  1000   Mücahitler 313(8 kişi mazeret belirtip ayrılınca  305 kişi kaldıalr) (83 kişisi muhacir,geri kalanı ensar)atlı 2

NEDENİ: Mekkelilere ait bir ticaret kervanı Müslümanlarca ele geçirilmek
istenmişti. Bu şekilde Müslümanların Hicret esnasında Mekke'de bıraktıkları malların karşılığı alınacaktı. Bu durum iki tarafı karşı karşıya getirdi.Müslümanların  70 civarında sahabe Muhacir,gerisi Ensardandı.

SÜREÇ:
Peygamber ordunun başkumandan sancağı demek olan livayı Mus'ab ibn Umeyr'e verdi. Râye denilen İkinci derecedeki iki bayraktan birisini Alî ibn Ebî Tâlib'e, diğerini de Ensâr nâmına Sa'd ibn Muâz'a verdi. Bu suretle Bedir mevkiine doğru hareket edildi.

Diğer taraftan Ebû Sufyân, Peygamber'in bu hareketini öğrenerek Mek­ke'ye haber gönderdi. Mekke zenginlerinin hepsi Ebû Sufyân kervanının ser­mâyesinde hisseli bulunduklarından, şehir heyecan içinde çalkalandı. Ebû Cehl'in kumandası altında bir ordu hazırlandı. Ebû Leheb'den başka bütün Mekke ile­ri gelenlerinin bu sefere katılması te'mîn edildi.  Bu ordu da Bedir'e doğru hareket etti.
Ebû Sufyân, kervanı deniz sahili yoluyla Mekke'ye salimen ulaştırdı, fakat bu iki ordu Bedir'de karşı karşıya gelip çarpıştı.

ŞEHİTLER : 14
ÖLENLER:   70

SONUÇLARI:
1.        Bedir savaşı Müslümanların kazandığı ilk askeri zaferdir.
2.        Müslümanların kendilerine olan güvenleri artmıştır.
3.        Şam ticaret yolu Müslümanların eline geçmiştir.
4.        Mekkeli esirlerden okuma-yazma bilenler 10 Müslüman'a okuma-yazma öğretme karşılığında serbest bırakıldılar.

UHUD SAVAŞI (625) 
KOMUTAN :   HZ.MUHAMMED      -    EBU SÜFYAN , HALİD BİN VELİD 
ASKER SAYISI: : Mekkeliler  3000 (200 atlı )   Mücahitler 700 ( 70 süvari)

ŞEHİTLER : 70
ÖLENLER:   20





NEDENLERİ: 
Mekkelilerin Bedir savaşının intikamını alma istekleri.

Mekkelilerin Medine şehrine doğru gelmeleri üzerine iki taraf Uhud dağı eteklerinde karşı karşıya geldiler. Savaşın başlangıcında Müslümanlar üstün iken Peygamber tarafından görevlendirilen okçuların yerlerini terk etmeleri savaşın kaybedilmesine yol açmıştır.

Sonuçları:
1.        Mekkeliler savaştan galip gelmelerine rağmen kesin bir sonuç elde edemediler.
2.        Okçuların yerlerini terk etmeleri savaşın kaybedilmesine yol açmıştı. Bu durum Peygamberin emirlerine uymanın ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
3.        Hz .Hamza bu savaşta şehit edildi
4. Medinelilere İslam’ı öğreten ilk öğretmen Mus'ab b. Umeyr (r.a) peygamberimize benzediği için peygamber sayılarak şehit edildi. 
5.Hz.Talha peygamberimizi korumak isterken kolunu kaybetti.
6. Peygamberimizin dişleri kırıldı yüzü kanadı.
(Uhud günü) Pey­gamber (S)'in miğferi başı üzerinde kırıldığı, yüzü kanlara bulandığı ve azı dişleri ile ön dişleri arasındaki dişleri(Ağzın sağında ve solunda altlı üstlü dört diş vardır ki, bunlar ön dişlerle azı dişlerin arasındadır. Bu dört dişe Arab dilinde Rabâiye denir. Peygamber'-in Uhud günü bu dört rabâîyeden sağ ve alt taraftaki dişleri ) kırıldığı zaman Alî kal­kan içinde arka arkaya su getiriyor, Fâtıma da kanı yıkıyor idi. Nihâyet Fâtima kanın sudan daha çok artmakta olduğunu görünce bir hasır parçasına yöneldi de onu yaktı ve külünü Peygamberin yarası üzerine yapıştırdı, akabinde kan kesildi.Buhari;cihad:79

7. Bu savaştan sonra dul ve korumasız kalan bazı hanımları peygamberimiz eş olarak aldı.( Ümmü Seleme,Zeynep ,Hafsa)
8.  Yolda Übeyy oğlu Abdullah, “Muhammed (s.a.s.) bizim gibi yaşlı ve tecrübelileri dinlemedi, çocukların sözüne uydu. Ben meydan savaşını uygun görmemiştim…” bahânesiyle, kendisine bağlı 300 münâfıkla, ordudan ayrıldı. Böylece Müslümanların sayısı 700′e düştü.

Detaylı Uhud fotoğrafları için:
http://islamifotovideo.blogspot.com.tr/p/islamda-kutsal-daglar-foto.html


Not: Resûl-i Kibriyâ Efendimizin (s.a.v.) yüzünü yaralayan İbni Kamia , Uhud'dan Mekke'ye döndükten sonra, davarlarının yanına gitti. Dağın en yüksek tepesinde davarını buldu. Önünü kesip tutmak isteyince, bir koç üzerine yürüyerek onu boynuzlarıyla toslaya toslaya didik didik edip parçaladı. (Sîre, 3/89; Belâzurî, 1/324; Uyunü'l-Eser, 2-13)


HAMRAÜL ESED SEFERİ:
Uhuddan bir gün sonra peşlerine sefer düzenlenmiştir.Detay için:
http://islamdabilinmeyenler.blogspot.com.tr/p/islam-tarihi-notlari.html



BENÎ MUSTALIK GAZÂSI (MÜREYSİ' SAVAŞI    626 )
Benî Mustalık, Müreysi' suyu yanında toplanmış henüz hazırlıklarını tamamlayamamıştı. Müslüman olmaları teklif edildi, kabûl etmediler. Fakat Müslümanların düzenli hücûmlarına karşı duramayıp bir saat içinde dağıldılar.
Savaş sonunda, Müslümanlardan bir kişi şehid oldu, müşrikler ise 10 ölü verdiler. Ayrıca, Müslümanlar ganimet olarak 700 esir, 5000 koyun, 2000 deve ele geçirdiler. 
SONUÇ:
Esirler arasında, kabile reisi Hâris'in kızı Cüveyriye de vardı. Kocası Safvan oğlu Müsâfî savaşta ölmüş, kendisi de esir düşmüştü. Ganimetlerin taksiminde, Sâbit b. Kays'ın payına ayrılmıştı. Babası Hâris, Peygamber (s.a.s)'e başvurarak kızının şerefinin korunmasını istedi.
Hz. Peygamber (s.a.s), Cüveyriye'nin bedelini Sâbit b. Kays'a ödeyerek onu serbest bıraktı. Cüveyriye kabîlesine dönmedi, kendi isteği ile Rasûlullah (s.a.s)'la evlendi. Bunun üzerine ashâb:
-"Rasûlullah (s.a.s)'in eşinin yakınları esir tutulmaz" diyerek ellerindeki bütün esirleri serbest bıraktılar. Bu sebeple Hz.Âişe:
-Kavmi için, Cüveyriye kadar hayırlı başka bir kadın bilmiyorum, demiştir.












HENDEK SAVAŞI(627)(Ahzab Savaşı:Hizipler birlik olup müslümanlara saldırdığı için bu adı da alır)
ASKER SAYISI: : Mekkeliler  12000        Mücahitler 3000 
KOMUTAN :   HZ.MUHAMMED      -    EBU SÜFYAN      

ŞEHİTLER : 6

























Nedenleri:
1.        Uhud savaşından sonra Medine 'den çıkarılan Yahudilerin Mekkelileri sürekli kışkırtmaları.
2.        Mekkelilerin Müslümanlara kesin bir darbe vurma istekleri.
Kalabalık bir ordu ile harekete geçen Mekkelilere karşı Medine şehrinin savunulmasına karar verildi. Salman-ı Farisi adında bir İranlı Müslüman'ın önerisi ile şehrin etrafına hendekler kazıldı. Etkili rüzgar ve soğuktan Mekkeliler bu hendekleri aşamadılar ve bir sonuç alamadan geri döndüler.

Sonuçları
1.        Bu savaş Mekkelilerin Müslümanlar üzerine yaptıkları son saldırı olmuştur. Bundan sonra Müslümanlar saldırı, Mekkeliler savunma konumuna geçmiştir.
2.        Medine çevresindeki bir çok Arap kabilesi Müslüman olmuştur.
3.        Müslümanlar hile uygulamışlardır
4.        Anlaşmalarını bozan Benî Kurayza kabilesine sefer yapılmış  teslim alınan 600 erkek Hz. Ali ve Hz .Zübeyr tarafından kılıçtan geçirilmiştir.


Hendeğin ölçüsü,Hendek Kazılacak Yerin Belirlenişi ve Her Cemaate Kazacakları Yerin Gösterilişi :

Kazılacak hendekler Mezad´dan başlayacak, Zübab´a uğrayacak, oradan da Ratic´e kadar uzanacaktı.
Peygamberimiz Aleyhisselam, Şeyheyn hisarlarından Mezad´a kadar uzanan bir çizgi çizip, her on kişiye kırk arşın uzunluğunde yer ayırdı.Muhacirler, Ratic´den Zübab´a kadar olan kısmı;Ensar da, Zübab´dan Benî Ubeyd dağına kadar uzanan kısmı kazacaklardı ,Zübab, Sel1 ve Benî Ubeyd, Medine dağlarındandır.
Ratic; Medine´de Yahudi kulelerinden bir kule idi.Uzunluğu yaklaşık 5,5 km ,derinliği 4 m, genişliği 9 metre idi.(Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 445. 41)



RIDAVAN BİATI VE HUDEYBİYE BARIŞI(628)










628 yılında Müslümanlar Mekke'de bulunan Kabe'yi ziyaret etmek istediler.1400 kişiyle yola çıktılar.Hudeybiyede Mola verip Mekkkelilere elçi gönderdiler .Hz. Osman eliçi olarak gönderildi.Onun öldürüldüğü ,, mekkeye girişe izin verilmeyeceği  yolunda yanlış bir haber gelmesi peygamberimiz sonradan Rıdvan Ağacı diye adlandırılan ağacın altında tek tek "Allah yolunda savaşacağız" diye söz aldı.Bunun üzerine Mekkeliler bu durum karşısında tedirgin oldular ve anlaşma teklif ettiler. Bunu üzerine taraflar arasında 






























  


Hudeybiye Antlaşması imzalandı.Peygamberimiz Hudeybiye'de 19 gün kalmıştır.
1.        Her iki taraf istedikleri kabileler ile ittifak yapabilecekler. Ancak askeri yardım yapmayacaklardı.
2.        Müslümanlar o yıl Kabe'yi ziyaret etmeyecekler,ertesi yıl ziyaret yapacaklar.
3.        Müslüman olan Mekkeli gençler ailesinin izni olmadan Medine'ye alınmayacak, Mekke'ye sığınanlar ise geri verilmeyecekti.
4.        Barış on yıl süre ile geçerli olacaktı.
5.        Rıdvan biati de bu anlaşmadan önce olmuştur.Peygamberimiz yanındaki Müslümanları gerekirse savaşacakları hususunda biat ettirmiştir.Bir kişi hariç biat etmiştir.
ÖNEMİ: Bu antlaşma ile Mekkeliler Müslümanları hukuken tanımış oldular.
Not: Feth Sûresi Hudeybiye'den sonra nazil olmuş ve Peygamber'in geçmiş ve gelecek günâhlarının mağfiret buyurulduğu müjdelenmemişti. Bu müjdeleme, hicretin altıncı yılında Hudeybiye Anlaşmasi'nın imzalanmasından sonra Medine'ye gelirken yolda vâki' olmuştu.


HAYBER'İN FETHİ (629)












Medine’nin 184 km kuzeyinde. Hayber’de 20 bin muharib, 8 müstahkem kale ve mancınıklar vardı.Peygamberimizin hanımı Safiyye, bu kavimdendi.Hayberliler, Mekke müşrikleriyle müttefikti. Hazret-i Peygamber, bu devamlı tehlikeden kurtulmak için 7. Hicrî senede Hudeybiye Anlaşması ile arka cepheyi emniyet altına alıp Hayber’e yürüdü.
Anlaşma:
1) Kalede çarpışmaya katılmış bulunan Yahudilerin kanları dökülmeyecek.
2) Hayber'den çocuklarıyla birlikte çıkıp gitmelerine müsaade edilecek.
3) Beraberlerinde bir hayvan yükünden başka bir şey götürmeyecekler.
4) Bunun dışında, gerek menkul ve gerekse gayrımenkul bütün mallar, yay, miğfer, at, cübbe, zırh, gömlek gibi silahlar ve üzerlerindeki elbiselerinden başka bütün elbise ve kumaşlar Resûlullah'a bırakılacak.
5) Resûlullah aleyhisselama bırakılması gereken herhangi bir şey, ne surette olursa olsun, gizlenmeyecek, gizleyenler ise, Allah ve Resûlü'nün amân ve himâye taahhüdünün haricinde kalacaklar.

Bu şartlar çerçevesinde anlaşmaya varılıp sulh yapıldıktan sonra, Yahudiler Hayber'den çıkmak üzere hazırlandılar. Bu sırada Peygamber Efendimize "Biz mal mülk sahipleriyiz. Mülk bakımı ve işletmesini senden daha iyi bilir ve başarırız, bırak bizi Hayber topraklarında kalalım" diye bir teklif getirdiler.

Resûl-i Ekrem Efendimiz ve Sahabîler burada duracak durumda değillerdi. Bakıp gözetmeye de müsâit bulunmuyorlardı. Bu sebeple Peygamber Efendimiz, Hayberlilerin tekliflerini müsbet karşıladı ve Hayber mahsûllerinin yarı yarıya bölüştürülmesi şartı ile onların tekrar yurtlarında kalmasına müsaade etti. Ancak bu anlaşma, istendiği zaman Peygamber Efendimiz tarafından ortadan kaldırılabilecekti. Böylece Yahudiler, İslâm devleti ile ziraî bir işletmede ortaklık akdetmiş gibi, işledikleri araziden yarı nisbetinde bir hisse vereceklerdi.
Peygamber savaştan sonra iki üç gün daha Hayber'de kaldı.

Resûl-i Ekrem Efendimiz, her sene mahsûl zamanı Abdullah bin Revâha Hazretlerini Hayber'e gönderirdi. Hazreti Abdullah, mahsûlatı yarı yarıya ayırır, sonra da onları istediğini almada serbest bırakırdı. Bu âdilane muamele karşısında Yahudiler "Yer ve gök, bu adalet sayesinde ayakta duruyor" demekten kendilerini alamazlardı.
Hayber’den sonra Yahudilerin yaşadığı Vâdi’l-Kurâ ve Fedek de teslim oldu. Bilahare Yemen ve Umman’da yaşayan Yahudiler bir mukavemet göstermeksizin İslâm hâkimiyetine girdi.


ÖNEMİ : Hayber'in fethi ile Şam ticaret yolunun kontrolü Müslümanların eline geçmiş ve güvenliği sağlanmıştır.
Not:
*Hayber'de ölen babası ve akrabalarının intikamını almak isteyen Zeynep (Haris'in kızı) peygambere verdiği ziyafette zehirli koyun eti kullanmış.peygamber bu etten yememiş fakat Bişr ibni Bera isimli sahabi bu etten öldüğü için ,Zeynep de kısas edilmiştir.

*Hz. Safiyye esirler arasındaydı ve müslüman olup peygamberle evlendi.

*Hz. Ömer zamanında Hayber yahudileri Şam'a sürülmüş ,toprakları da peygamberin taksim etiği şekliyle müslümanlara dağıtılmıştır.

Detaylı Hayber fotoğraflar için bknz:
http://islamifotovideo.blogspot.com.tr/p/hayber.html


Haritalar için bknz:
http://muhammedin.blogspot.com.tr/p/peygamber-donemi-harita-ve-krokileri.html


FEDEK'İN TESLİM OLMASI:
Hz. Peygamber (asm) Hayber’in fethinden sonra ensardan Muhayyesa b. Mesud’u Fedek halkına İslam’a davet için gönderdi. Fedeklilerin başkanı Yahudi Yuşa b. Nûn topraklarının yarısı karşılığı Rasululullah (asm) ile anlaşma yapmak istediklerini söyledi, .Resûl-i Ekrem, Müslümanların istedikleri zaman Yahudileri çıkarmaları şartıyla bunu kabul etti. Böylece Fedek savaş yapılmadan ele geçirildiği için arazisinin yarısı Hz. Peygamber’e tahsis edildi. Resûlullah buradan elde edilen geliri amme işlerine, yolcu ve misafirlere, bir miktarını da ailesine ve Ehli Beyti’ne özelliklede Hz. Fatıma’ya sarf ederdi.

Haritalar için bknz:
http://muhammedin.blogspot.com.tr/p/peygamber-donemi-harita-ve-krokileri.html

http://islamifotovideo.blogspot.com.tr/p/hayber.html


MUTE SAVAŞI (629) 
Müslümanlar ile Bizanslılar arasında yapılan ilk savaştır. Kendilerine gönderilen elçiyi öldüren Hıristiyan bir kabilenin Bizans’tan yardım istemesi üzerine çok kalabalık olan Bizans ordusu  ile yapıldı. karşısında Müslümanlar bir sonuç elde edemediler.
Sonuç:  
Zeyd  bin harise,Cafer Tayyar,  Abdullah bin Ravaha ard arda şehit düşerek savaşın komutasını almıştır.
En sonunda Halid Bin Velid orduyu komuta etmiştir.(Müslüman olarak katıldığı ilk savaştır.)








MEKKE'NİN FETHİ (630)
ASKER SAYISI: : Mücahitler 12 000 
KOMUTAN :   HZ.MUHAMMED           

Mekke’de Müslümanlardan yana olan kabileye saldırılması ve saldıran kabilenin Mekkelilerce korunması; böylece Mekkelilerin Hudeybiye Barışını bozmaları üzerine Mekke'nin fethine karar verildi. Mekke şehri hiçbir karşı koyma görmeden kısa sürede ele geçirildi. Mekke'nin fethi ile Arap yarımadasının tamamı kısa sürede Müslümanların kontrolüne girdi.
Peygamber (S) Fetih yılında Mekke'ye, başında miğfer olduğu hâl­de girmiştir.Buhari,giyim-kuşam:17





Usfan, Merruzzahran bugünkü adıyla Cumum. Mekkenin Fethi için 10000 kişilik şefkat ve merhametten müteşekkil İslam Ordusu resimde gördüğünüz iki dağın dar geçidinden Rasulallahın isteğiyle ilerliyor







HUNEYN SAVAŞI (631) Mekke'nin fethinden onaltı gün sonradır.
Mekke'nin fethinden  sonra İslam'ı benimsemeyen Arap kabileleri Mekke'nin dışında toplandılar.Müslümanlar sayılarına ve ihtişamlarına güveniyordu fakat ilk saldırıda tuzağa düşüp dağıldılar.Peygamberimizin duası ve Abbas’ın gayretleriyle ordu yeniden toparlandı. Müslümanlar ve Putperest Arap kabileleri arasında yapılan bu savaşı Müslümanlar kazandı.

Detaylar için bknz:
http://islamdabilinmeyenler.blogspot.com.tr/p/islam-tarihi-notlari.html




















EVTÂS SAVAŞI
Huneyn'de bozguna uğrayan düşmanın bir kısmı, bu bölgedeki Evtâs Vâdisi'nde toplandı.Yapılan savaşı Müslümanlar kazandı. Esirler arasında Sa'd Oğulları Kabîlesi'nden Rasûlüllah (s.a.s. )'in süt kardeşi "Şeymâ" da vardı. "Ben Peygamberin süt kardeşiyim" deyince, Hz. Peygamber (s.a.s.)'e götürdüler. Rasûl-i Ekrem Şeymâ'yı görünce tanıdı. Üzüntüsünden gözleri yaşardı. Hemen hırkasını serip üzerine oturttu, hâl-hatır sorup ikrâmda bulundu. Bir köle, bir câriye, iki deve ve bir mikdâr koyun vererek, isteği üzerine kabilesine gönderdi.


Huneyn ve Evtâs Savaşlarında, kadın erkek 6 bin esir, 24 bin deve, 40 bin okiyye (yaklaşık 5 ton) altın ve gümüş ve pek çok kıymetli eşyâ ele geçmiş, bunlar Ci'râne'de toplanmıştı. O zamana kadar hiçbir savaşta bu kadar çok esir ve ganimet ele geçmemişti. Özellikle yeni Müslüman olmuş bedevî Araplar, Huneyn zaferinin ilk gününden itibâren, ganimet mallarını paylaştırılmasını istemişlerdi. Rasûlüllah (s.a.s.) ise bu mürâcaatlara:
- Tâif'ten döndüğümüzde, diye cevâp vermişti.


TAİF KUŞATMASI
Ve ardından Ta'if şehri de kuşatıldı ancak alınamadı. Bir süre sonra Ta'if halkı kendi istekleri ile Müslüman oldular.

Peygamber Efendimiz sav Huneyn Savasindan sonra Taif'i fethetmek amaciyla muhasara etmis ve Taif halkinin siddetli mukavemetiyle karsilasmistir. Bugun Abdullah bin Abbas Mescidi'nin bulundugu yerde yogunlasan muhasara sirasinda sikintili anlar yasanmis ve Taif surlarindaki manciniklardan atilan tas ve oklarla 12 sahabi sehit dusmus, bazilari da yaralanmisti. Takdiri ilahiye neticesi fetih gerceklesmemis Islam ordusu geri cekilmis, savasta sehit olan sahabiler de adet uzere sehit olduklari yere defnedilmisti.


KUŞATMA ŞEHİD OLANLARIN MEZARI İÇİN Bknz:
http://islamifotovideo.blogspot.com.tr/p/taif.html





TEBÜK SEFERİ (631) 
Bizans İmparatoru Heraklius'un büyük bir ordu ile Arabistan'a geldiği haberi üzerine Hz. Muhammed Tebük' e doğru sefere çıktı. Ancak haberin doğru olmadığı anlaşıldı. Tebük Seferi Hz. Muhammed'in son seferi olmuştur.