Ukbe bin Ebî Muayt

En şiddetli İslâm düşmanlarından birisi de Ukbe bin Ebî Muayt'dır. Resulullah Aleyhisselâm Kâbe'de namaz kılarken elbisesini boynuna dolayıp şiddetle sıkmış ve boğmak istemiş diğerleri de gülüşmüşlerdi.
Ömrü boyunca inananlarla, dinle, imanla alay edip durmuştur. Nihayet Bedir'de diri ele geçmiş, Nadr bin Hâris gibi elleri bağlı olarak boynu vurulmuştur.
Esir alınan yetmiş kişiden sadece bu ikisinin öldürülmesi, küfürde ne kadar ileri gittiklerini göstermektedir.



Hz. Peygamber Kabe'de namaz kılıyordu. Ebû Cehil ve arkadaşları Kabe'nin yakınında oturuyorlardı. Kendi aralarında "Hanginiz falan oğullarının deve kestikleri yerden bir işkembe getirip secdeye vardığı zaman Muhammed'in sırtına koyacak?" dediler. Bu konuşma üzerine içlerinden en şakı olan birisi (Ukbe İbn Ebî Muayt) kalkarak işkembeyi getirdi. Hz. Peygamber secdeye yattığında o işkembeyi sırtına, iki kürek kemiği ara­sına koydu.


 (İbn Mesud dedi ki): "Ben bunu gördüğüm halde bir şey yapamı-yordum. Ah ne olurdu o zaman bunu önleyecek gücüm olsaydı!" Onlar (katıla katıla) gülmeye başladılar, gülmekten birbirlerinin üzerine y ikiliyorlardı. Resûlullah secde edıyoı, başını kaldırmıyordu. Nihayet Fâtıma Resûlullah'ın yanına geldi ve işkembeyi onun sırtından attı. Hz. Peygamber başını kaldırdıktan sonra üç kere "Allah'ım Kureyşi sana havale ediyorum" dedi. Hz. Peygamberin beddua etmesi onlara ağır geldi. Çünkü onlar, bu beldede yapılan duanın kabul edileceğine inanırlardı. Daha sonra Hz. Peygamber birer birer isim sayarak şöyle dedi:

"Allah'ım! Ebû Cehil'i sana havale ediyorum. Utbe ibn Rebîayı sa­na havale ediyorum. Şeybe İbn Rebîa'yı sana havale ediyorum. Velîd ibn Utbe'yi sana havale ediyorum. Ümeyye İbn Halefi sana havale edi­yorum. Ukbe ibn Ebî Muayt'ı sana havale ediyorum".

Ölüm yeri: Bedir Savaşı'ndan sonra





Öldürülüşü:

Ukbe b. Ebi Muayt, Kureyş ordusunun bozguna uğradığı sırada, atının başını yenip kaçamamış; Abdullah b. Selime de onu yakalayarak esir etmişti.As Safra´da bulunulduğu sırada, Peygamberimiz Aleyhisselam Ukbe b. Ebi Muayt´ın boynunun vurulmasını emir buyurunca, Ukbe b. Ebi Muayt:

"Vâh, yazık bana ey Kureyş cemaat! Şunlar arasında, burada ne diye bir tek ben öldürülüyorum?!" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Allah´a ve Resûlüne olan düşmanlığından dolayı!" buyurdu. 

Ukbe b. Ebi Muayt:
"Yâ Muhammedi Kavminden herkese yaptığını, bana da yap!Onları öldürürsen, beni de öldür!Onlara eman verirsen, bana da eman ver!Onlardan kurtulmalık akçesi alırsan, benden de onlar gibi kurtulmalık akçesi al!Yâ Muhammedi Sen beni öldürürsen, küçük çocuklara kim bakacak?" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Git ey Âsim b. Sabit! Vur onun boynunu!" buyurdu.

Âsim b. Sabit, gidip onun boynunu vurdu.Ukbe b. Ebi Muayt´ın boynunun Hz. Ali tarafından vurulduğu da rivayet edilir.[ İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 298, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 114]



Velid bin Ukbe: Sarhoş namaz kıldırdığı söylenen oğlu Velid bin Ukbe peygamber öldüğünde 7-8 yaşlarında idi.:

Hz Osman zamanında Sad bin Ebu Vakkas yerine Kufe valisi yapıldı.Sarhoş namaz kıldırdığı ve bu yüzden 40 sopa had cezası aldığı rivayet edilir.

Hz. Ebu Bekir zamanında Şam fethine gitti. Hz. Osman döneminde Küfe valiliğine getirildi. Hz. Osman öldürülünce Ceziratu'l-Arab'da yerleşip Hz. Ali ile Muaviye arasındaki harplere katılmadı.

İbni Sa'd der ki: Velid fetih yılı müslüman oldu. Rasulullah onu Mustalık oğullarının zekatını toplamaya görevlendirdi. Hz. Ömer de, Tağleb oğullarının zekatını toplama görevini verdi. Hz. Osman da Sa'd b. Ebi Vakkas'ı Küfe valiliğinden azledip yerine Velid'i getirdi. Daha sonra Velid'i bu görevden aldı. Velid de Medine'ye geldi. Hz. Ali'ye biat edilinceye kadar Medine'de kaldı. Hz. Ali'ye biat yapıldığını görünce oradan ayrılıp Cezire'deki Rakka şehrine geldi. Ali'den de Muaviye'den de uzak durdu. Orada ölene kadar yaşadı. Kabri Rakka'dan on beş mil uzaktaki Rumiyye suyu başındadır. Orada bir çiftliği vardı.[İbni Asakir , Tarihi Dımışk 63/218]


Said b. Ebi Arabe, Abdullahed-Dânâc aracılığıya Ebu Sâsan denen Husayn b. El-Münzir'den naklediyor: Velid b. Ukbe Küfe valisiyken sabah namazında cemaate farzı dört rekat kıldırdı. Kendi sarhoştu. Selam verip cemaate döndü ve "daha fazla ilave yapayım mı?" dedi.


Bunun üzerine (cemaatten ona kızıp çakıl atanlar oldu sonra) Kûfe'den bir heyet Medine'ye Hz. Osman'a şikayete gidip konuyu onunla konuştular. (Hz. Osman Velid'i çağırttı. Gelince Hz. Osman) Hz. Ali ile konuştu. (Zira Hz. Ali Kadı idi. Had cezasını o uygulardı.) Sonra Ali'ye "İşte amca oğlun Velid al onu da cezasını ver." dedi. Hz. Ali de (bu cezayı kendi vermek istemeyip) "Kalk ya Hasan bunu sopala" dedi. Hasan da "Sen niye yapmıyorsun aranızda ne var. (Gülünü seven dikenine katlanır) dedi. Hz. Ali de "Ben artık zayıfladım gevşedim. Kalk ya Abdullah b. Ca'fer buna sopa at dedi. Abdullah sopa vuruyor Hz. Ali sayıyordu. Kırka varınca "Dur!" dedi. Bu hadisi Müslim rivayet ediyor.[Müslim 1707, Tarihi. Dımışk 63/241]