Hakem bin Ebi'l-As' :(Hz.Osman'ın amcası)


Hakem b. Ebi'l-As cahiliyye döneminde Resulullah (s.a.a) ile komşu idi. İslâm'ın zuhurundan sonra Resulullah'a (s.a.a) en çok eziyet edenlerdendi. Medine'ye gelişi Mekke'nin fethinden sonradır.

Dininden dolayı en çok ayıplanan kişilerdendi. Resulullah'ın arkasında yürür, ağız, burun hareketleri yapardı. Resulullah (s.a.a) namaz kılarken arkada durur, parmaklarıyla işaretler yapardı. Nihayet şek ve tereddüt ile kapıldığı deliliği ve cinneti üzere kaldı. Bir gün Resulullah'ı (s.a.a) eşlerinden birinin yanındayken gizliden gözetlemeye çalışırken Hazret onu görüp tanıdı. Resulullah (s.a.a) bir sopayla onun üzerine yürüyerek, "Bu mel'un kertenkeleyi benden uzaklaştıracak kimse yok mu? Bundan böyle o ve çocukları benim olduğum yerde durmasınlar." buyurdu ve onların hepsini Taife sürgün etti. 

Resulullah'ın (s.a.a) vefatından sonra Osman, Ebu Bekir'le onların durumunu görüşüp geri getirilmelerini istedi. Fakat Ebu Bekir kabul etmeyerek, "Ben Resulullah'ın (s.a.a) kovduklarını barındırmam." dedi. Sonra Ömer halife olunca onunla da onların durumunu görüştü. Ömer de Ebu Bekir'in verdiği cevabı verdi. Nihayet Osman'ın kendisi halife olunca onları Medine'ye getirdi.

Bir müddet sonra Kazâa'nın sadakalarının sorumluluğunu ona bıraktı. Toplanan zekâtın meblağı 300.000 (üç yüz bin) dirheme ulaştı. Hakem bunları toplayıp Osman'a getirdiğinde hepsini kendisine hibe etti. Hakem ölünce de Osman onun mezarının üstüne bir çadır kurdurup ona matem tuttu.
Oğlu Mervan, Osman'ın kızıyla evliydi.Hakem, Rasûlullah'ın hayâtı zamanında işlediği kötülüklerden dolayı Ta­ife sürülmüş ve Mervân orada dünyâya gelmişti.


Saîd ibn Amr haber verip şöyle dedi: Ben (bir kerre Muâviye zamanında) Medine'de Peygamber'in mescidinde, Ebû Hureyre ile beraber oturuyordum. Yanımızda Mervân ibnu'l-Hakem de vardı. Ebû Hureyre (R):
— Ben (kendisi fıtraten) doğru sözlü olan ve (Allah tarafından) doğruluğu tasdik olunan Rasûlullah(S)'tan: "Ümmetimin helaki, Kureyş'ten birkaç gencin ellerindedir" buyururken işittim, dedi.
Mervân:
— Allah'ın la'neti o gençlerin üzerine olsun! dedi. Ebû Hureyre:
— Eğer Fulân oğulları ve Fulân oğulları diye isimlerini söyle­mek isteseydim, muhakkak söylerdim, dedi.
Emevîler'den Amr ibnu Yahya dedi ki:
— Mervân oğullan İslâm hükümetini alarak Şam'a mâlik olduk­ları sırada büyükbabam Saîd ibn Amr ile beraber Mervân oğullan'na giderdik. Bir keresinde büyük babam orada birtakım genç genç Mervân oğulları'nı gördü de bize: Belki şu gençler bu ümmetin hela­kine sebeb olacak gençlerden olabilirler, dedi (de Ebû Hureyre hadî­sine işaret etti). Biz de büyükbabama: (Rasûlullah'ın bu haberini) sen daha iyi bilirsin! dedik.Buhari,Fitne:3